Laparoskopik sleve gastrektomi öncelikle yüksek riskli yada süper obes hastaların ameliyatında , gastrik by-pass yada duodenal switch ameliyatının birinci basamağı olarak uygulanmaya baÅŸlanmıştır . Amaçlanan uzun bir ameliyatı yüksek riskli bir hastada daha kısa ve daha düÅŸük riskli olan 2 ayrı bölüme ayırarak daha güvenli bir ameliyat yapmaktır . Ancak birinci aÅŸamadan sonra hastaların önemli kısmının ikinci aÅŸamaya ihtiyaç duymayacak ÅŸekilde kilo vermeleri sonucu etkinliÄŸi farkedilmiÅŸ ve tek ameliyat olarak uygulanmaya baÅŸlanmıştır.
Sleeve gastrektomi ameliyatı ÅŸuan ülkemizde ve dünyada ciddi bir yükseliÅŸ trendinde olmakla birlikte ülkemizde uygulanma oranları %80 düzeyine kadar çıkmıştır. Ameliyatın en ciddi yan avantajları kısa ameliyat süresi uygulama sonrası diÄŸer prosedürlere oranla komplikasyon ve morbidite oranlarının çok daha makul düzeylerde olması ve operasyon sonrası dönemde hastanın tekrar kilo alımı olması durumunda ikincil bir ameliyat tipine revüzyonunun gene çok uzun olmayan bir ameliyatla dönüÅŸtürülmesidir.
Ameliyatlarda her obesite ameliyatı için kullanılması gereken özel obesite masaları kullanılmalıdır . Bizim ameliyathanemizdede 350 kg kaldırabilen özel obesite masası kullanılmaktadır. Hastalar sırt üstü pozisyonda ve bacaklar açık olarak planlanır ve ameliyat esnasında cerrah hastanın bacak arasında çalışmaktadır.
Sleeve gastrektomi ameliyatları rutin olarak diÄŸer obesite ameliyatları gibi laparoskopik olarak yapılmaktadır. Biz rutin olarak 6 trokar ile ameliyatı yapmaktayız ancak farklı sayıda trokar giriÅŸleri ve farklı alanlardan cerrahın tecrübesine göre trokarlar girilerekte yapılabilmektedir. Ameliyatlarımızda rutin olarak en üst giriÅŸ alanından karaciÄŸer ekartörü kullanmaktayız . Ameliyat teknik olarak tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra midenin çıkarılması düÅŸünülen geniÅŸ kısmının yaÄŸlı dokusunun ayrılması ve serbestleÅŸtirilmesi ile baÅŸlar. Mide ve yemek borusu bileÅŸkesi görülecek ÅŸekilde bu alan serbestleÅŸtirilir ve mide tmamen serbestleÅŸtirilir. Midenin çıkış alanı (pilor) olarak belirlenen bölgeden yaklaşık 2-3 cm mesafeden stapler olarak isimlendirilen aletler ile mide yukarıya doÄŸru kesilip dikilerek ayrılır. Bu iÅŸlem esnasında 36 frech yani yaklaşık 1,2 cm kalınlığında bir kılavuz kullanılır. Burada amaçlanan standart bir tüp oluÅŸturmaktadır. Yapılan çalışmalar uzun dönemde kullanılan tüpün geniÅŸliÄŸinin hastanın kilo verimini belirgin olarak etkilemediÄŸini göstermektedir.
OluÅŸturulan tüpün kesi hattı kendi üzerine dikilir. Kanama ve kaçak komplikasyonlarının bu ÅŸekilde azaltılması amaçlanır. Ameliyat tamamlandıktan sonra metilen mavisi olarak isimlendirilen boya ile mideye rutin kaçak testi yapılır. Kaçak olmadığı görüldükten sonra operasyon alanına bir adet dren koyularak operasyon sonlandırılır.
Ameliyat sonrası dönemde hastalara postoperatif 24. saatte pasaj grafisi çekilerek geçiÅŸin normal olduÄŸu hastalarda ÅŸeffaf sıvı diet baÅŸlanır . Hastalar postoperatif 3 gün drenleri çekilerek taburcu edilirler.
Hastalarda yapılan ameliyat sonrası 1 hafta, 1 ay ,3. ay ve 6. ay olarak rutin kontrol planlanmaktadır. Hastaların postoperatif dönemlerinde uzun dönemde çoÄŸunlukla B 12 vitamini ve folik asit desteÄŸi gerekebilmekle birlikte. Hastalarda ek mineral desteÄŸi gerekmemektedir.
Ameliyatın etki mekanizmasını 3 ayrı baÅŸlık altında özetlemek mümkündür. BaÅŸlıca mekanizma mide hacminin azalmasıdır . Hastalarda mide hacmini belirgin olarak azalmasına baÄŸlı olarak hastalar ufak gıda miktarları ile doymaktadırlar .
Midede antrum ve fundus olarak adlandırılan alanların çıkarılmasına baÄŸlı olarak büyük kısmı mideden salgılanan Gherilin olarak ismlendirilen ve açlık hissiyatını oluÅŸturan proteinin salınımı belirgin olarak azalmaktadır ve sonuç olarak hastalarda açlık hissiyatında belirgin azalma olmaktadır.
Hastada midede besinin kalma süresi ve mide sıvısı ile uzun süre bir arada kalarak kimus dediÄŸimiz ve besinin yeterli sindirilmesi ve emilimini saÄŸlayan ön sindirme iÅŸlemi yapılamaz ve buna baÄŸlı olarakta besin yeterli sindirilemez ve emilemez.
Hastalar bu üç mekanizmanın bir araya gelmesi ile kilo vermeye baÅŸlarlar.
Hastalar erken dönemde daha yoÄŸun kilo verirler ve kilo verimleri vücut kitle indeksleri azaldıkça azalır . Ä°deal kilosuna yaklaşıan hastalarda kilo verimi durur. Hastalara barsak emilimi üzerine etkili bir iÅŸlem yapılmadığı için ileri derecede kaÅŸeksi olarak tarif edilen aşırı kilo kayıpları olmaz.
Hastalarda kilo veriminin nekadar hızlı olacağı ideal kiloya nekadar sürede ulaşılacağı hastanın mevcut kilosuna operasyon sonrası dönemde önerilere uymasına ve günlük yürüyüÅŸ ve aktivitesine göre deÄŸiÅŸmektedir , ancak çoÄŸunlukla 1 yıl içinde ideal kiloya ulaşılır.